Meral Akşener: Sayın Erdoğan, saray seni ne hale getirdi

Meral Akşener: Sayın Erdoğan, saray seni ne hale getirdi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün TBMM’de, grup toplantısında konuştu. Akşener, “Yarattığınız nesil milyon dolarlık teknelerden sosyal medyalarına iğrenç fotoğraflar koyarken; adı Enes, Furkan, Ecrin bunlar aç yatıyor. Bunların anaları, yemek pişiremediği için ağlıyor. Sayın Erdoğan ne yapıyorsun? Bunu en iyi sen bilirsin. Sen aç yatmanın ne olduğunu bilirsin, bilirdin. Unuttun Sayın Erdoğan. Sen gece sofraya tek çeşit yemek koyup kendi kaşık ya da çatal uzatamamış ‘çocuklarım doysun’ diyen bir annenin hassasiyetini bilirdin Sayın Erdoğan. Sana ne oldu? Sen ne oldun Sayın Erdoğan, saray seni ne hale getirdi Sayın Erdoğan? Çocukların yemeğini nasıl iptal ettirirsin Sayın Erdoğan?” dedi.

Akşener, özetle şunları söyledi:

“MECLİS'İN ETKİN DENETİMİ DEYİNCE İKTİDARDAKİLERİ HEMEN BİR RAHATSIZLIK ALIVERDİ”

“Altı siyasi parti olarak, geniş bir mutabakat zemininde hazırladığımız, Anayasa Değişikliği önerimizi milletimizle paylaştık. Kurucu değerlerimize sadık kalarak; Meclis’i güçlü, yargıyı bağımsız, yürütmeyi de istikrarlı hale getirmek için ortaya koyduğumuz bu önemli çalışma ülkemizin kalkınması ve demokratikleşmesi yolunda, atacağımız adımları tariflerken, aynı zamanda, istibdada karşı hürriyetin sesini savunuyor. Tabi biz bu önerimizle kuvvetler ayrılığının tesisi, Partili Cumhurbaşkanı döneminin sonu, meclisin etkin denetimi deyince; iktidardakileri hemen bir rahatsızlık alıverdi.

ARTIK POLİTİKA FAİZİNE ‘ERDOĞAN FAİZİ’ DİYEBİLİRİZ

Bay Kriz ve ekonomi yönetiminin akıl ve bilime düşman davranışları artık tüm dünyada devlet yönetiminde liyakatsizlik ve beceriksizlik dendiğinde neredeyse literatüre girecek bir vaka haline geldi. Bu durumun son örneği olarak geçtiğimiz hafta Merkez Bankası politika faizini yüzde 9’a indirdi. Böylece faiz tek haneli rakama indi. Sayın Erdoğan da nihayet muradına erdi. Peki ülkemizde ne değişti? Hiçbir şey. Ne kur oynadı ne de faizlerde bir değişiklik oldu. Merkez Bankası’nın politika faizinin düşük olması bir tek Sayın Erdoğan’ı mutlu etmeye yarıyor. Çünkü ekonomide herhangi bir sinyal etkisi yok. Dolayısıyla artık politika faizine de ‘Erdoğan faizi’ diyebiliriz.

Sayın Erdoğan her ne kadar faize karşı zafer kazanmış gibi nutuklar atsa da, atsan da milletimizin yaşadığı gerçekler maalesef değişmiyor. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ yalanına artık kimse inanmıyor. Çünkü çarşıdaki, pazardaki pahalılık vatandaşlarımızın canını yakmaya aynen devam ediyor. Mutfaklardaki yangın büyüyerek devam ediyor. Memur, esnaf, emekli, asgari ücretli,

Enflasyon canavarının altında ezilmeye devam ediyor. Ama Bay Kriz’e göre artık sıra enflasyondaymış. Aklınca faizi halletti ya şimdi sıra enflasyona gelmiş. Biliyorsunuz en son ‘Merak etmeyin, o da inecek’ dedi. Tabi bu aslında olumlu bir gelişme. Çünkü hatırlasınız kendisi uzun bir süre enflasyonun varlığını bile kabullenememişti. Sonrasında ‘enflasyon demesek, hayat pahalığı desek’ diyerek işi iyice lakayıtlığa vurmuştu. Ve bu yılın başından beri de enflasyon için düşüş tarihi vermeye çalışıyor. ‘Mart’ta düşecek’ dedi olmadı. ‘Nisan’da düşecek’ dedi, olmadı. ‘Mayıs’ta düşecek’ dedi, yine olmadı. Şimdi artık tarih de veremiyor. ‘3 vakte kadar’ edebiyatıyla, konuyu geçiştirmeye çalışıyor.

Yalnız, Sayın Erdoğan’ın kahve fallarına endekslediği enflasyonu düşürme masalında Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu, TÜİK’in katkılarını da saymazsak olmaz. Bu süreçte onlar da çok çektiler. Tayyip Bey’i mutlu etme yolunda çok başkan eskittiler. Sayın Erdoğan’ın istediği rakamı söylemeyen başkanlar sonbaharda düşen yapraklar gibi, birer birer döküldüler. Adaya teker teker veda ettiler. Ve en sonunda TÜİK de çareyi her şeyi gizlemekte buldu. Mayıs 2022’den beri ayrıntılı veri açıklamayı durdurdu. Şimdi de hummalı bir biçimde baz etkisiyle hesap oyunlarıyla milletimize enflasyon düştü masalları anlatmaya hazırlanıyorlar. Ama yemezler. Milletimiz artık son derece açık ve net bir şekilde görüyor ki bu iktidar artık ülkemizi yönetemiyor. Memleketimizi, içine sürükledikleri yangın artık kürsü nutuklarıyla gizlenemiyor. Makyajlı rakamlarla kapanamıyor. Süslü yalanlarla örtülemeyecek kadar açık bir şekilde sokaklarda, marketlerde, pazarlarda görülüyor.

“MİLLETİMİZ ARTIK MARKETE GİTMEK BİLE İSTEMİYOR”

Milletimiz artık markete gitmek bile istemiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü parasının yetip yetmeyeceğini bilemiyor. Çünkü kasada mahcup olmaktan çekiniyor. Çünkü aldığı ürünleri iade etmek zorunda kalmaktan korkuyor. Ama biz bu gerçekleri dile getirdikçe iktidar bize: ‘Abartıyorsunuz’ diyor, ‘Yaygaracılık yapıyorsunuz’ diyor, ‘Yalan söylüyorsunuz’ diyor.

Her evin vazgeçilmezi sütün 1 litresinin fiyatı 2021 yılının kasım ayında 7,13 lirayken, 2022 yılının Kasım ayında 15 buçuk liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış oranı yüzde 117,4 olmuş. 1 kiloluk beyaz peynirin fiyatı 2021 yılının Kasım ayında 32,89 lirayken, 2022 yılının Kasım ayında 85,80 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış oranı yüzde 160,9. Mesela, 1 kilo yoğurdun fiyatı 8,74 lirayken 17,98 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış, yüzde 105,6. Mesela 1 kilo patlıcan 7,12 lirayken 18,90 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış, yüzde 165,6. 1 kilo domates 7,36 lirayken 19,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 170,3 artmış. 1 kilo salatalık 5,46 lirayken 11,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 118,1 artmış. 1 kilo limon 4,39 lirayken 13,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 216,8 artmış. 1 kilo elma geçen sene 5,38 lirayken bu sene 14,90 lira olmuş. Yani 1 yılda, yüzde 177 zamlanmış. 1 kilo pirincin fiyatı 13,04 lirayken bir senede 27,50 liraya çıkmış. Yani yüzde 110,9 artmış. 1 kiloluk toz şekerin fiyatı 2021 yılının Kasım ayında 6,91 lirayken, 2022 yılının Kasım ayında 24 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış oranı yüzde 247,4. Ancak tüm bu rakamların karşısında TÜİK’e göre şeker yalnızca yüzde 153 artmış.

“DURMAK YOK ARTIK YOLUN SONU YAKIN SAYIN ERDOĞAN”

Ne demişler? Yalancının mumu, yatsıya kadar… Hal böyleyken iktidarın mumu da artık seçime kadar. Giderayak sönmekte olan, iktidar mumunun, cılız ışığında durmak yok, yalana devam Sayın Erdoğan. Durmak yok, masala devam Sayın Erdoğan. Durmak yok, artık yolun sonu yakın Sayın Erdoğan. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde bu kadar beceriksiz böylesine ciddiyetsiz bir iktidar daha görülmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde milletimizin taleplerine böylesine kulak tıkayan yaşadığı acılara bu denli göz yuman bir iktidar daha görülmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde vatandaşın cebine böylesine göz diken bir iktidar daha görülmemiştir. Ülkemiz bugün tarihinde görülmemiş bir bunalımın içindedir ve bu bunalımın sebebi de iktidarın ta kendisidir.

2022 bütçe harcama büyüklüğünün 1 trilyon 751 milyar lira olması planlanmıştı. Şimdi ise iktidar bunun 3 trilyon 134 milyar lira olacağını söylüyor. Yani yıl sonu itibariyle bütçe başlangıç miktarının neredeyse iki katına çıkıyor. İkinci Dünya Savaşı koşulları altındaki 1943 yılından beri böyle bir şey hiç yaşanmamış. 79 yıl aradan sonra Bay Kriz ülkemize, 2’nci dünya savaşı şartlarını yaşatmayı, başarmış bulunuyor. Bu olağanüstü başarısızlıktan ötürü başta Sayın Erdoğan olmak üzere liyakat abidesi AK Parti ekonomi kadrosunu kutluyorum.

“FARKLI İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASI AMACIYLA TAM 26 ÖNERGE VERDİK”

2023 yılı bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri 25 Kasım itibariyle sona erdi. İYİ Parti grubu olarak milletimizin farklı ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla tam 26 önerge verdik. EYT sorununun tüm hak sahiplerini kapsayacak şekilde çözülmesi amacıyla 100 milyar liralık bütçe önergesi verdik. İnternet alt yapımızın güçlendirilmesi ve internet erişimi olmayan hiçbir hane kalmaması için 3 milyar lira istedik. KOBİ'lere destek ödemesi yapılması için 10 milyar lira talep ettik. Esnaf ve sanatkârlarımıza aylık 2000 lira destek verilmesi için 48 milyar lira bütçe ayırın dedik. Kaçak göçmen ve sığınmacıların sınır dışı edilmesi için geri gönderme merkezleri inşa edilip gerekli planlama yapılsın diye 10 milyar liralık bütçe önerdik. Köprü ve otoyollardan garanti geçişler için yandaş şirketlere ödenmek üzere ayrılan 53 milyar liranın da bütçeden düşürülmesini talep ettik. Ez cümle sağlık çalışanlarımızdan öğretmenlerimize kadar, çiftçilerimizden şehitlerimize ve ailelerine kadar milletimizin yaşadığı, birçok sorunun çözümü için bütçe önergeleri verdik. Tahmin edeceğiniz gibi istişareden, demokrasiden nasibini almamış Cumhur İttifakı milletvekilleri bu önergelerin tamamını, reddetti.

“CUMHURİYETİMİZİN 100’ÜNCÜ BÜTÇESİ AK PARTİ’NİN DE ‘VEDA BÜTÇESİ’ OLACAK”

Tabi, bizim milletimiz için verdiğimiz önergelerimizin, tamamı reddedilirken KÖİ projeleri için yandaş müteahhitlere 102 milyar lira, faiz giderleri için de 566 milyar lira ödenek koyuldu. Miktarını kimsenin bilmediği kur korumalı mevduat ödemeleri de aynen devam edecek. İşte size Ak Parti’nin ‘millet odaklı’ bütçe anlayışı. Gerçekten ibretlik. Öyle anlaşılıyor ki Cumhuriyetimizin 100’üncü bütçesi Ak Partinin de ‘veda bütçesi’ olacak. Çünkü bu bütçede’ ekonominin sorunlarını’ yapısal olarak çözecek hiçbir tedbir yok. Kamu yatırımları için ayrılan kaynak, çok yetersiz. Bay Kriz’in tek amacının, ekonomiyi seçime kadar yüzdürmek olduğu çok net bir şeklide anlaşılıyor. Israrla ve inatla sürdürülen yanlış politikaların bedeli vatandaşımıza, yoklukla, yoksullukla, fakirleşmeyle ödetiliyor. Bu bütçede, çiftçi yok, emekli yok, memur yok, asgari ücretli yok, öğrenci yok, EYT’li yok. Bu bütçede, millet yok, millet. Mesela; Tarım destekleme bütçesi enflasyona karşı korunmuyor, çiftçilerimiz mağdur ediliyor. TÜİK’in açıkladığı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksine göre tarımsal girdilerde enflasyon yüzde 138,2’e ulaştı. Ama buna rağmen 2022 yılında tarım destekleme bütçesi sadece yüzde 62,7 artırılıyor. Oysa tarımsal destekleme bütçesi en azından, tarımdaki girdi maliyetleri kadar artırılmalıydı.

Saçma sapan politikalar nedeniyle üst gelir grubuna Kur Korumalı Mevduat kapsamında bir çırpıda, 300 milyar lira ödemekten kaçınmayan iktidar milyonlarca çiftçimize, ‘2023 yılında, sadece 54 milyar lira ödeyeceğim’ diyor. Kamu Özel İş Birliği Projeleri çerçevesinde, ‘Beşli çeteye, 102 milyar lira ödeyeceğim’ diyen iktidar çiftçilerimize sadece 54 milyar lirayı layık görüyor. Ak Parti’nin veda bütçesinden öğrencilerimiz de nasibini alıyor. KYK burs ve kredi ödemeleri düşük artırılarak ihtiyaç sahibi öğrencilerimiz de mağdur ediliyor.

“ÖĞLEN YEMEĞİNİN YANINDA BİR POĞAÇA KOYAMIYOR”

Biz uzunca bir zamandır derin yoksulluk çalışıyoruz. Bizzat ben çalışıyorum arkadaşlarımla beraber o evlere giriyorum. Şu anda aranızda bulunan birçok arkadaşımızın kendi imkanları çerçevesinde bir fon oluştu. ‘Derin yoksulluk fonu.’ Kitap, kırtasiye anlamında eksik gideriyoruz. Burs vermeye gayret ediyoruz. Ve o kadar acı ki aileler okul forması alamıyor. Aileler çocuklarına okula giderken ayakkabı alamıyor. Kırık buzdolaplarının içinde sadece hoşaf buluyorum. Bu ailelerin anneleri çocuklarının sabah kahvaltısını benim gibi kadınların, ‘uydur, kaydır’ dediği gıda maddeleriyle bir şekilde bir sabah kahvaltısı verdikten sonraki fasılda öğlen yemeğinin yanına bir poğaça koyamıyor, bir elma koyamıyor. Buradan çok şikayet aldık.

Bizzat kendim gidiyorum ve bunun bir çıktısı olarak adına ‘Rüzgar Gülü’ dediğimiz ve öğrencilere okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise talebelerine devlette okuyanlara ücretsiz sabah kahvaltısı ve öğle yemeği önerisinde bulunduk. ‘Biz iktidar olduğumuzda bunu yapacağız’ dedik ‘ama durum vahim siz de yapın’ dedik. Durum o kadar vahim ki bunu derhal vakit geçirmeden hayata geçirin siz bunun hayır duasını alın, varsa artı değeri siz alın. Çünkü nesli kaybediyoruz. Üç buçuk, dört yaşındaki çocukların kemikleri sayılıyor, on beş yaşındaki çocukların büyük çoğunluğu obez, protein almadıkları için. Buna kulak tıkadılar, kulaklarının üstüne yattılar.

“KİMSESİZLERİN KİMSESİYDİNİZ ÖYLE Mİ? HADİ BE!”

Demre Belediyemiz bunu bir öğün yemekle kendi imkanları çerçevesi içerisinde Demre’de bir pilot uygulama olarak hayata geçirdi. O çocukları açlığa mahkûm eden bir karar alındı. Aileleri umutsuzluğa mahkûm eden bir karar alındı ve o karar Milli Eğitim Müdürlüğü eliyle Kaymakamlık tarafından Demre Belediyemizin yaptığı bu yemek yardımı ortadan kaldırıldı, yasaklandı. Kimsesizlerin kimiydiniz öyle mi? Hadi be! Yoksullukla mücadele için gelmiştiniz değil mi? Hadi be! Hani siz ayrımcılık yapmayacaktınız? Hani yasaklarla mücadele edecektiniz? Hadi be! Siz bugün ayrıcalıklı bir sınıf yarattınız. Enesler ağlarken, Furkanlar ağlarken; siz pudra şekerleri çeken, acayip arabalara binen, tuhaf pantolonlar giyen, tuhaf ceketler giyen, kocaman zevksiz kolyeler takan, tuhaf traşlı, tuhaf sakallı gençler yarattınız. Yazıklar olsun size, haram olsun, zıkkım olsun, zehir olsun.

“SARAY SENİ NE HALE GETİRDİ SAYIN ERDOĞAN?”

O yarattığınız nesil milyon dolarlık teknelerden sosyal medyalarına iğrenç fotoğraflar koyarken; adı Enes, Furkan, Ecrin bunlar aç yatıyor. Bunların anaları yemek pişiremediği için ağlıyor. Bunlar bu dönemde doğmuş ama beş yaşına kadar kemikleri sayılan çocuklar. Devlet okullarında beslenme çantası olmayan ama o beslenme çantasından iyi kötü bir şey çıkaran diğer arkadaşlarına imrenerek bakan, gidip tuvaletin çeşmesinden su içip açlığını gideren çocuklar.

Sayın Erdoğan ne yapıyorsun? Bunu en iyi sen bilirsin. Sen aç yatmanın ne olduğunu bilirsin, bilirdin. Unuttun Sayın Erdoğan. Sen gece sofraya tek çeşit yemek koyup kendi kaşık ya da çatal uzatamamış ‘çocuklarım doysun’ diyen bir annenin hassasiyetini bilirdin Sayın Erdoğan. Sana ne oldu? Sen ne oldun Sayın Erdoğan, saray seni ne hale getirdi Sayın Erdoğan? Çocukların yemeğini nasıl iptal ettirirsin Sayın Erdoğan? 2021’den beri söylüyoruz. Sen yap, artısını sen al. Oyları sen al. O çocuklar açlıktan kurtulsun. Bodurluk başladı Sayın Erdoğan. O çocukların boyları uzamıyor. Hele büyükşehirlerde anlatamam size berbatlığı. Anlatamam o girdiğim evlerdeki durumları… Günahtır.

2022 yılında yüzde 85,5’luk enflasyona karşı öğrenci burs ve kredileri sadece yüzde 30 oranında artırılıyor. Bu kadar yüksek enflasyon ortamında maaş ve ücretlerin altı ayda bir enflasyon kadar artırılması çalışanlar ve emeklilerde büyük bir refah kaybına neden oluyor. Bu kayıp yıllık bazda çalışanların cebinden 830 milyar lira alınması demek. Ama maalesef çiftçinin, çalışanların, öğrencilerin yaşadıkları bu kayıpların hiçbiri 2023 bütçesinde telafi edilmiyor.
İYİ Parti lideri Akşener, "Sen gece sofraya tek çeşit yemek koyup kendi kaşık ya da çatal uzatamamış çocuklarım doysun diyen bir annenin hassasiyetini bilirdin Sayın Erdoğan. Sana ne oldu?" dedi. Ayrıntılar haberin devamındadır… HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN GÖRSELE DO/KUNUNUZ...İYİ Parti lideri Akşener, "Sen gece sofraya tek çeşit yemek koyup kendi kaşık ya da çatal...

Habere geri dön: Meral Akşener: Sayın Erdoğan, saray seni ne hale getirdi

Öne Çıkan Haberler